Türkiye, çelik üretiminde Avrupa’da Almanya’nın ardından ikinci sırada

Türkiye, çelik üretiminde Avrupa’da Almanya’nın ardından ikinci sırada

Birçok sanayi ürününün hammaddesi olan çelik, Türkiye’de de stratejik öneme sahip. Türkiye çelik üretiminde dünyada sekizinci ve Avrupa’da da Almanya’nın ardından ikinci sırada. Hükümet, AB ve Serbest Ticaret Anlaşması olmayan ülkelerden ithalata gümrük vergisini artırarak sektörü bir parça olsun rahatlatma yoluna gitti.

Türkiye çelik üretiminde her ne kadar rakamlarla iyi durumda görünse de son bir yılda Orta Doğu’da ve Ukrayna’da yaşanan siyasi kargaşa üretimin daralmasına ve bu pazarlara ihracat yapan Türkiye’nin satışını olumsuz etkilemeye başladı. Çin’den yapılan ithalat da bu olumsuz etkiyi katladı. Sektörün bu konudaki önerilerini dikkate alan Türk Hükümeti 18 Ekim 2014 tarihinde bir yasa çıkararak Avrupa Birliği (AB) ve Serbest Ticaret Anlaşması (STA) olan ülkeler haricinde kalan üllkelerden yapılan ithalata uyguladığı gümrük vergilerini yüzde 30 ile 40’lara çıkardı. Yeni düzenlemeye göre karbonlu filmaşin ithalatına uygulanan gümrük vergileri yüzde 12’den yüzde 30-40’a, karbonlu inşaat demiri ve çubuk ithalatına yüzde ugulanan gümrük vergileri yüzde 15’ten yüzde 30-40’a ve bor alaşımlı filmaşın ithalatına uygulanan gümrük vergisi yüzde 3’ten yüzde 40’a çıkarıldı. Daha önce vergiden muaf olan dövülmüş çubuk ithalatına ise yüzde 30 gümrük vergisi getirildi.

İthalata gümrük vergisi artırımı olumlu karşılandı

Yapılan bu yeni düzenleme sektörü bir parça olsun rahatlatmış durumda. Sonuçların rakamlara yansıması ise biraz zaman alacak. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan yapılan yasal düzenlemeyi olumlu olarak değerlendirerek, “Bu yönüyle, Türkiye’nin diğer sanayi sektörlerine temel girdilerini sağlayan çelik sektörünün stratejik önemini kavradığını ortaya koyan karar, hem Çin’den ithalat yapanlara hem de Çinli çelik ihracatçılarına ciddi mesajlar içeriyor” yorumunu yapıyor.

Peki Türkiye güncel verilerle çelik üretiminde dünyada hangi konumda? TÇÜD’ün 2013 yılı değerlendirme raporuna göre hammadde-nihai mamul fiyatları arasındaki farkın kapanması, grevler, enerji kesintileri ve dünya pazarlarındaki daralmanın etkisiyle bir gerileme yaşandı. 2013 yılında 2012’ye kıyasla yüzde 3,4 düşüşle 34.65 milyon ton üretim gerçekleştiren Türkiye’nin kütük üretimi yüzde 2,8 düşüşle 26.3 milyon tona, yine haddelenmemiş ham çelik ürünü olan slab üretimi ise yüzde 5,3 kayıpla 8,36 tona geriledi.

Çin üretimde dünyada birinci, Türkiye sekizinci

Dünya Çelik Derneği (Worldsteel) verilerine göre dünya üretimi geçtiğimiz yıl yüzde 3,6 artışla 1.61 milyar tona ulaşmış durumda. Birçok sanayi dalında olduğu gibi burada da birinciliği Çin elinde tutuyor. 2012’ye göre üretimini yüzde 7,5 artıran Çin, 785.8 milyon ton ham çelik imal etmiş. Onu takip eden Japonya ise 110.8 milyon ton ile açık ara geride. Avrupa’ya baktığımızda ise Almanya en güçlü üretici konumunda. 2012’ye göre konumunu koruyan ülke 42.6 milyon tonluk üretim gerçekleştirmiş. Türkiye ise onu 34.6 milyon ton ile takip ediyor.

Türk çelik sektörü 2014’ün ilk yarısını da beklentilerin gerisinde tamamladı. TÇÜD Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan bunun en büyük nedenini yine bölgede yaşanan istikrarsızlığa bağlıyor. 2012 ve 2013 yıllarında, yakalanan politik istikrar sayesinde, Irak pazarına yönelik ihracatın 2013 yılında miktar açısından 2.72 milyon ton, değer açısından ise, 2.15 milyar dolar gibi oldukça yüksek sayılabilecek bir seviyeye ulaştığını belirten Dr. Yayan, bu dönemde Irak’ın Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı konumuna geldiğini belirtiyor. Ancak, Haziran’da, bu üllkeye toplam çelik ihracatı bir önceki aya göre 194 bin tondan, % 42 düşüşle, 112 bin tona kadar geriledi. Temmuz ayına ilişkin geçici ihracat verileri ise, Irak’a ihracatın 2013 Temmuz ayına göre, % 80 dolayında düştüğünü gösteriyor.

Ekim ayında çelik ithalatına uygulanan gümrük vergilerinin artırılması yönündeki yeni yasal düzenlemenin sonuçları 2014 sonunda görülecek. Sektör, 2014 yılını olumlu gelişmelerle kapatmayı umut ediyor. (Berna Özpınar)